2 Åžubat 2012 PerÅŸembe

Teşekkürler Yeliz..

Yeliz diye bir arkadaşım var.. güzel bir hayatı var..özenilecek bir hayat.. benim meslektaşım aslında bir avukat,başarılı bir avukat.. ama hem herhalde meslekten hem de İstanbul'dan bıkıp Çeşme Alacatı'ya taşındı ve gerçekten mükemmel bir otel işletiyor..

 Facebook saÄŸolsun her eline geçen fırsatla da bizi kıskandırıyor.. hee otelinin adı Vintage Alaçatı..Görülmeye deÄŸer, kalınmaya çok çok deÄŸer harika bir consept.. hee kahvaltılar daha da güzel.. nefis ev reçellerine kadar herÅŸey..

şimdi neden bunları anlattığıma gelince; biraz önce rutin Facebook kontrolümü yaparken bana harika ir mesaj atmış sevgili Yeliz..ben de hemen bunu paylaşmak istedim..

"BEN ANNE OLMASAYDIM EĞER; Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim. Hamileliğim esnasında 80'li kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bir alanda rekorumu kıramayacaktım. ANNE OLMASAYDIM EĞER; O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kâğıt parçasının bu kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim. Kan yapsın diye danadili haşlayıp üzerine yumurta kırıp ağzının tadına da uysun diye çikolatalı pudingle karıştırmak gibi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan tarifler keşfedemeyecektim hiç. Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda kumandayı buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama atacak kadar kendimden geçmeyecektim. Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım. ANNE OLMASAYDIM EĞER; Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım. Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insanüstü bir uğraşa asla girmeyecektim. Bir insanın gaz çıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti. ANNE OLMASAYDIM EĞER; Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde Süper Anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim. Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik. Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım. Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım. ANNE OLMASAYDIM EĞER; Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım. Annesinden zorla ayırdılar diye "Uçan Fil Dumbo!" çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım. Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi. ANNE OLMASAYDIM EĞER; Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer bir yerin kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım. Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım. 38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı. ANNE OLMASAYDIM EĞER; Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım. SEN OLMASAYDIN EĞER; yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim. SEN OLMASAYDIN EĞER; ben asla "anne" olmayacaktım. Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış... Bu lafın doğruluğuna inanmayacaktım!"

TeşekkürlerYeliz..

1 yorum:

  1. Cevaplamak istersen senin için bir mim'im var :))


    1. Ölmeden görmeyi istediğin bir ülke var mı? Neden orası?


    2. Kış mı? Yaz mı?

    3. Hiç saçının tamamını boyattın mı? Pişman mısın?


    4. Bloğumda en çok ne tarz konular görmek isterdin?

    5. Yaptığın en çılgınca şey neydi?
    6. En sevdiğin tatlı nedir?


    7. Hiç bıkmadan kullanabileceğin oje rengi?

    8. Hayvanları sever misin? Evde beslemeyi istedin mi hiç?

    9. Düzenli olarak takip ettiğin bir dergi var mı? Varsa hangisi?
    10. Sence Türkiye'de en yaşanılası şehir neresi? Neden?
    11. İnsanların sende gördüğü, dile getirdiği en iyi ve en kötü özelliğin nedir?

    YanıtlaSil